19 Kasım 2010 Cuma

BABANA BİR ŞEYLER OLUYOR

TEZ gelin yavrucum tez gelin
Burama bir şeyler oluyor
TEZ gelin yavrucum tez gelin
Babana bir şeyler oluyor.

Son kez harcamayın çok para
Götürmeyin artık doktora
Kapanmaz gayri bunca yara
Hazırlayın artık mezara.

TEZ git oğul anaya ilet
Azrail bana kesti bilet
TEZ git yavrum imama ilet
BABANA bir şeyler oluyor.
30.08.2010

BEŞİKTEN MEZARA

El elin derdine ne kadar yanar
Senin el derdine yandığın kadar
El elin derdine yalandan ağlar
A… yavrum ANAN-BABAN yanar ağlar.

El ele koşmaz kor düşse kıyına
El yanmaz değmezse kendi canına
Kara sinek dahi konsa kılına
A.. yavrum ANAN-BABAN duyar ağlar.

Eller seni ne kadar candan sever
Senin eli camdan sevdiğin kadar
El eli hangi ANA kadar sever
ANA’lar beşikten mezara kadar.
10.08.2010

18 Kasım 2010 Perşembe

DÜNYA AHİRET

Rüzgarlar yeller artık benden yana
AÇ SİNEYİ yellerle geliyorum
Kar-boran, yağmurlar benden yana
AÇ SİNENİ sellerle geliyorum.

Mavi bulutlarla el tutuştum
YÂR bölük-bölük sana geliyorum
Kuşlarla kanat kanada uçtum
YÂR dönüp-dönüp sana geliyorum.

Ay, güneş, yıldızlar hep benden yana
Aşk ateşin yakmaya geliyorum
Yaz-bahar mevsimler hep benden yana
Gonca gülün kokmaya geliyorum.

Mavi bulutlarla el tutuştum
YÂR bulut-bulut sana geliyorum
GÖKTE meleklerle gizli buluştum
Bir umut deyi sana geliyorum.

Deniz, ırmak göller hep benden yana
Kavruldum can, küllerle geliyorum
Dünya AHİRET olalım yan yana
YÂR kırmızı güllerle geliyorum.
Çünkü ben seni çok çok SEVİYORUM…
27.07.2010

ŞİŞELERİ SAYAMAZDIM

İçer içer biten şişeleri sayamazdım
Masada sızar kalır bir gün ayamazdım
Seninle geçen gündüzlere doyamazdım
Geceleri sarhoşum sana varamazdım.

Yürürken yapardım hep sağa-sola yalpa
Anca sabah giderdim eve düşü-kalka
Düz yollarım gelirdi bana rampa-sarpa
Darın atardım kendimi çimene parka.

Ayağım çarpardı kaldırım taşlarına
Başımı çarpardım hep köşe başlarına
Herkes sevip sarardı cici âşıklarına
Ben sensiz rehin kalırdım gözyaşlarıma.
05.07.2010

AF BUYURUN

Bakılmaz yüzümün isine karasına
Aylarca çalışırız bir çiklet parasına
Su sabun yetmez elbisemin karasına
Merhem olamaz kollarımın yarasına.

Madencinin elinde kazması küreği
Yüz kat yerin dibinde, cebinde yüreği
Zindanda yer hanımın sardığı böreği
Ölmeden dönecek bitirirse süreyi.

İşçimdir derinlerden çıkaran kömürü
Bahtı kara, teri kara geçen ömrü
HAK değil, adalet değil bu bir sömürü
Onların sırtından kurban keser öbürü.

Madenci yüz metrelerce yerin altında
Ölümü bekler onlar ölümün farkında
Onlar çalışamadı yıldızlar altında
Milyonları olmadı hiç banka kartında.

Bazen tozun, bazen boğan gazın içinde
Her an ölümü bekler mezarı içinde
EKMEK artık aslanın ağzının içinde
Bir lokma et atıp çiğnemez o dişinde.

Su-sabun yetmez yüzümün is karasına
Maaşım yetmez ki çocuğun mamasına
Yapışır göğüsü yaralı ANASINA
Sülük gibi emer acımaz yarasına.

Sizlerin altı-üstü, unu-tuzu kuru
Bizlerin kilimi yaş, aşı yağsız curu
Bi ilgilendirmez günlük döviz kuru
Açlıktan midemizde alarm zili vuru.

Göçükte kalır zehirlenir boğulursun
Bir gün işe gitmezsen işten kovulursun
Ağaya aman der ellerin ovunursun
Ağzına biraz bal yalanır avunursun.

İşçinin derdi sıcak aş-ekmek geçimde
Siyasetçi hatırlar yalnız bir seçimde
Zengin parasına para katma peşinde
Garip ölmüş af buyurun kimin çişinde…
27.06.2010

TAŞ YASTIK

Diken olur batar yataklar
Yastık beni döver tokatlar
Minder söver yorgan pataklar
Kolum kırar belim sakatlar.

Taş yastık olurdu kuş tüyü
Yaş yorgan olur kuzu yünü
Kırk beşimde bozuldu büyü
Geçen gün aratır bu günü.

Elim donar duymaz sıcaklığı
Dizim duymaz sapla bıçağı
Hissetmiyor beden bacağı
Vursan da baltayı-nacağı.

Yitirdim evimde saygımı
Ölsem tutmaz kimse kaygımı
Felek düşürünce gardımı
DOSTLAR bile kesti yardımı.
10.06.2010

KÖYE DOĞRU

Kuruyup düşen dalım yaprağımı
Savur da gitsin bizim köye doğru
Zalime küsen yorgun ayağımı
Çağır da gitsin bizim köye doğru.

Sel sel et akıt çakıl kumlarımı
Yıka yıka gideyim köye doğru
Çok çok özledim ben kırlarımı
Uça uça gideyim köye doğru.

Şu yüreğimin tüten dumanını
Savur da gitsin bizim köye doğru
Aşka örülen nefret duvarını
Devir de geçsin bizim köye doğru.

İster fırtına ister yel et estir
Yıka yıka gideyim köye doğru
Aradaki dağları aşıp geçtir
Baka baka gideyim köye doğru.
20.05.2010

BİR CEKETİM KALDI

Hızlı gittim hayatı harcadım hovarda
Neyim varsa kaybettim hileli kumarda
Bir ceketim kaldı asılı boş duvarda
Avlayıp boğdular ah… bulanık sularda.

Hiç işim olmazdı böyle yamuk yollarda
Keşke kızlar sarıp, çürütseydi kollarda
Keşke assaydım kendimi kuru dallarda
Kimse görmeseydi beni böyle hallerde.

Bak şimdi açım dileniyorum yollarda
Avuç açmaktan takat kalmadı kollarda
Kargalar bile güler oldu şu dallarda
Halime Allah da acımıyor kullar da.
08.05.2010

GALİBA

Gözlerin bana yan yan bakar oldu
Elinle kolun bile kalkar oldu
Her sözün ciğerimi yakar oldu
Galiba fazlaca vermişim yemin.

Ne oldu bal şerbetler akan dilin
Konuşurken oynar her yerin belin
Düşmezken sarı saçımdan bir telim
Bak bir gecede kelim çıktı kelim.

Bakışların çivi gibi batar oldu
Dertler içimde sanki yatar oldu
Çocuk gibi huysuzluk yapar oldu
Galiba fazlaca vermişim yemin.

Bu günlerde uzadı senin dilin
Bir gün olur ters eserse yelim
Koparırım senin o uzayan dilin
Gel sopaya alıştırma bu elim.
05.05.2010

SEVİNÇTEN UÇARDIN

Görünce bir sevinç duyardın
Altıma tüy döşek koyardın
Terli ayağımı yuyardın
Ayrılmaz yanımda durardın.

Karnım açsa sofra kurardın
Bana meyve-sebze soyardın
Ellerinle bana yedirir
Ben yerdim ama sen doyardın.

Usanmaz çay-kahve yapardın
Önüme çerezler saçardın
Hep gözüm içine bakardın
Neşeme bin neşe katardın.

Yorulup dizime yatardın
Elinle yüzümü tutardın
Bir öpsem sevinçten uçardın
Sevda gülü gibi kokardın.
15.04.2010

AHİRETLİK SAY

Canımı alan Azrail’in şiddetinden
Sualim soran Cebrail’in hiddetinden
Uzayıp gidecek azabın mühletinden
AHİRETLİK say dünyada çektiklerimi
Gençliğime say efkârdan içtiklerimi.

Sol elde günah, sağ elde sevap defteri
Başucuma gelecek sual melekleri
Sola-sağa ağacak terazi ipleri
Ağır basarsa sevabı iyilikleri
Açılacak cennetin kapı kilitleri.
.04.2010

PES ETTİM

Bir kez düş yakamdan dedim, düşmedin
Bir küs de kurtulam dedim, küsmedin
Rüyalarını benimle süsledin
Düşmedim hiç dudağından düşmedim.

Dövsem de sevsem de hiç ses etmedin
İnadın geçmedi hiç pes etmedin
Artık bu kaleyi içten fethettin
Aşkına esir düştüm ben pes ettim.

Her gün beni hayal ettin düşledin
Gözler uykusuz saati üçledin
Koynunda gizlice bir aşk besledin
Düşmedim hiç dudağından düşmedim.
07.04.2010

BİZİM SOKAKTAN

Gel vazgeç artık bu inattan
Bir ders al şu acı hayattan
Fakirin kuruca eşiği
İnan ki sıcaktır lüks kattan.

Sen olsan da zengin eşraftan
Bir gün aş ye bizim tabaktan
Fakirin kuruca ekmeği
İnan ki tatlıdır kebaptan.

Gel vazgeç artık bu inattan
İn artık şu bindiğin attan
Fakirin çulsuz eşeği
İnan ki rahattır bir tahttan.

Gel vazgeç tafradan surattan
Bazen bir geç bizim sokaktan
Gör garipte sevinç-neşeyi
Çocuklar hiç inmez kucaktan.

Sen hiç korkmaz mısın günahtan
Bir gün olsun er kalk sabahtan
Camide sen kap ilk köşeyi
İnan ki sevap var ALLAH’tan.

Vazgeç artık süslü hayattan
Cennet treni kalkar duraktan
Gel dost düşmeden döşeğe
Dualar dökülsün dudaktan
Sen arın bütün günahtan.
30.03.2010

SUYA DÜŞTÜ

Yorgunluktan şişen ayaklarımı
Çıkardım terlemiş çoraplarımı
Derin bir of çekip, denize saldım
Tüm sevaplarımı, günahlarımı.

Sanki bana hoş geldin diyorlardı
Uçuşan kargalar, martı kuşları
Okşuyordu boğazın balıkları
Denizdeki ayak parmaklarımı.

Bakındım gelip geçen vapurlara
Kahrettim şiir dolu satırlara
Yırtıp attım denizde dalgalara
Yem oldu İstanbul’da balıklara.

Oysa yazılacaktı kitaplara
Beste olup geçecekti plaklara
Seslendirip sokaklara parklara
Dinletecektik bütün aşıklara
Suya düştü bütün hayallerim.
25.04.2004

CİĞERİNİ SÖKTÜN

Çantada kekliğe, çayda leyleğe
Çayırda ineğe, damda sineğe
Eşek gibi bineğe benzettiler
Yeter artık canımıza yettiler.

Öğretmenim, hocam beni öğrettin
Paşam-komutanım gibi eğittin
Polisim-askerim bizi gözettin
Doktorum hastaysam beni iyi ettin.

Leylek boynun-gagan uzun kestiler
Senin bacağın-kanadın uzun kestiler
Kesip bir karar kuşa benzettiler
Konuşan herkesin sesin kestiler.

Eğitimi-öğretimi fos ettin
Demokrasiyi hukuku yoz ettin
Asker paşa, hakim, savcı hapsettin
Cani teröristleri hep affettin.

Her ay Amerikan eli öptün
İşçi-memuru sokaklara döktün
Fukaranın ta… ciğerini söktün
Memlekette ne varsa satıp yuttun.
10.02.2010

TON ŞİDDETİNDE

Hangi resmine baksam
Anılarım canlanır
Hangi defterim açsam
Gülen gözler kanlanır.

Kalbim on şiddetinde
Depremlerle sallanır
Bedenim her yerinden
Hep duyulur anlanır.

Hangi sayfayı açsam
Cin şeytan hep toplanır
Aşkın hatıraları
Sanki orda toplanır.

Gönlüm ton şiddetinde
Bombalar gibi patlar
Bedenimi her yerinden
Yıkıp, kırar, sakatlar.
08.09.2009

CESET GİBİ YIĞDIN

Sevip öpmeye kıyamazdın
Yüce gönlüne sığamazdım
Hani el koynunda ısınamazdın
Hep dövüp-sövsem bile kızamazdın.

Attın beni kor ataşa
Yakarsın köze basa basa
Karıştırırsın elde maşa
Gömersin küle basa basa.

Benim aşkıma nasıl kıydın
Bilmem hangi kalbe sığdın
Kolumu kanadımı kırdın
Beni bir ceset gibi yığdın.

Yüreğin benzermiş bir taşa
Ben aldanmışım göze kaşa
Kan damlattın gözümde yaşa
Geçti günlerim hep gam tasa.
03.01.2010

GÜNAH SAYILIRSA

Bohçanı al gel dağlara gidelim
Anan-baban darılırsa darılsın
Doyasıya sevelim sevişelim
Anan-baban kayırırsa kayırsın.

Mevla’m bizi önce bi… kavuştursun
Sonra ayırırsa öyle ayırsın
Doyasıya sevelim sevişelim
Varsın günah sayılırsa sayılsın.

Ferhat-Şirin gibi dağlar gezelim
Jandarma ararsa varsın arasın
Sevip samanlığı seyran edelim
Anan-baban ağlarsa eh… ağlasın
Tuz-buz bassın yarasını dağlasın.
2009

DÖVER SÖVER

Bilmezsin bağı, bahçeyi, tarlayı
Bilemezsin börek, dolma sarmayı
Bilemezsin koyun, inek sağmayı
Gelir-gider hep döver el oğlanı.

Söküğü dikmez bilmezsen yamayı
Harmanda almazsan ele yabayı
Kazansan da geçinecek parayı
Gelir-gider hep söver el oğlanı.

Yakamazsan soğukta bi… sobayı
Hazırlamazsan bebeğe mamayı
Tanımazsan kaynanayı babayı
Gelir-gider hep döver el oğlanı.

Toplamazsan hiç yatağı-yorganı
Tuzlu-tuzsuz der beğenmez çorbanı
Olursun hep cahilliğin kurbanı
Gelir-gider hep söver el oğlanı.

Seçemezsin elek ile kalburu
Yoğuramazsın teknede hamuru
Seçemezsin peynir ile sabunu
Gelir-gider hep döver el oğlanı.

Seçemezsin hep çatal ile kaşığı
Yıkayamazsın azca bulaşığı
Karıştırırsın deterjanla yağı
Gelir-gider hep söver el oğlanı.

Karıştırırsın pirinçle bulguru
Ayıramazsın tarhana ile unu
Karıştırırsın yaş ile kuru
Gelir-gider hep döver el oğlanı.

Alamazsın sütten yağı-kaymağı
Bilmezsin üç-beş kuzuyu saymayı
Bilmezsin yavrum az ile doymayı
Gelir-gider hep söver el oğlanı.

Ayağını yorgana göre uzat
Çorbaya yağı-tuzu az az at
Sana laf düşerse eğer sen söz at
Ara sıra etrafına bir göz at
Gelir-gider hep döver el oğlanı.
04.03.2010

ÖZLETME YÂR

Koşarım pencereye ÇIT-TIK olsun
Her gün gel yâr gelişin SIK-SIK olsun
Koşarım kapıya bir ÇIT-TIK olsun
ÖZLETME yâr gelişin SIK-SIK olsun.

N’olur sinende bir saat konuk et
Sokaklarda üşüt yalnız sabahlat
Gelene-geçene dövdür tokatlat
İSTER hapse atıp aşkı yasaklat.

Kapına köle et hep işlet beni
Gerdanından biraz dişlet beni
Sinende uyutup az düşlet beni
ÖZLETME yüreğinde kışlat beni.
28.02.2010

KÜLDE KÖZ ARIYORSUN

Kalbimi söküp çalıyorsun
Gördün mü öpüp yalıyorsun
Hançerin sapladın gönlüme
Yaramı belde arıyorsun.

Kaseti geri sarıyorsun
Sudan bahane arıyorsun
Ben sevda selinde boğuldum
Sen gölde diri arıyorsun.

Sönmüş külde köz arıyorsun
Solmuş gülde öz arıyorsun
Ben senin aşkından kör oldum
SEN Kİ, körde göz arıyorsun.
20.02.2010

İKİ KURNAZ

El ele boğuşurduk azgın selde
Aşk sevgi konuşurduk aynı dilde
Liseli aşıklar gibi el belde
Uçuşurduk kelebekler gibi yelde.

Kor ateşte yandık savrulduk külde
Daim beraberdik hayırda şerde
Sen gül ben diken açtık gonca gülde
Bu ateşi yakanlar şimdi nerde?

İkimiz aynı yerde aynı telde
İki cambaz oynamazmış bir telde
Şimdi sen başka, ben başka bir belde
İki kurnaz olamadık bir yerde.
10.02.2010

KINDAN

Başını çıkar ki o kumdan
Kim olduğunu bir göreyim
Bıçağı çıkar ki o kından
Er olduğunu bir göreyim.

Düşmanıma başımı eğmem
Korkutmaz beni mahpus zindan
Korkan mazluma asla değmem
Kılıcımı çıkarmam kından.

Çirkin yüzünden maske düşsün
Dost musun düşman mısın bilem
Ağzındaki o bakla düşsün
Kötü emellileri bilem
Pastamızı ona göre dilem.
2009

ALLAH’A ISMARLADIK

Saatim doldu artık biliyorum
Sizlerden bin kez özür diliyorum
Muhabbete doyamadan gidiyorum
Ben... ALLAH’a ısmarladık diyorum.

Telaşla ha bugün ha yarın derken
Çilelerle geçti vaktim çok erken
Ha sevdi ha şansım gülecek derken
Ben... ALLAH’a ısmarladık diyorum.

Un olmayınca hamur yoğrulmuyor
Aşk, meşk aç karnımı doyurmuyor
Bedava acı soğan soyulmuyor
Ben... ALLAH’a ısmarladık diyorum.

Hüzünle ha bugün ha yarın derken
Geç doğan güneş erken battı erken
Eller yârle gülüp, oynayıp, yerken
Ben... ALLAH’a ısmarladık diyorum.
02.02.2010

DUR VURMA GARDAŞ

Öcalan dediğin bir çıban başı
TÜRK, Kürt vurduruyor iki kardaşı
Alkanlara buladı dağı, taşı
Dinmez ananın-babanın gözyaşı.

Öcalan dediğin kirli bir maşa
Şehit verdik binlerce asker-paşa
Zehir kattırma gardaş tatlı aşa
AY-YILDIZLI bayrağımla hür yaşa.

Öcalan dediğin bir mermer taşı
Ölene akmaz bir damla gözyaşı
Nöbet tuttular çavuş-er-onbaşı
Dur… dur vurma gardaş, vurma gardaşı.

Öcalan dediğin terörist başı
Cani’nin hep çatık duruyor kaşı
BİZ PEYGAMBER ocağından yeriz aşı
Oluruz candan asker arkadaşı.

Öcalan dediğin kimin yandaşı
Mehmet’in henüz yirmideydi yaşı
Çocuğunun saçlanmamıştı başı
Dinsin yavuklu-gelinin gözyaşı
ÖKSÜZ, yetim koyma gardaş, gardaşı.
02.01.2010

BENZER BİR BENE

Eskiden hayvanda olurdu kene
Kırımkongolusu geldi bu sene
Mengene gibi güçlüce bir çene
Öldürür bir insanı eme eme.

Sakın ha bana bir şey olmaz deme
Gelmez o ilaca, zehre, yeme
Yapıştı mı tene benzer bir bene
Öldürür bir insanı eme eme.

Oturma kırda bayırda çimene
Pek yakın durma koyuna, ineğe
O benzemez hiç böceğe, sineğe
Öldürür bir insanı eme eme.
15.09.2009

AH BU ŞARKILAR

Ah bu şarkılar
Kimini ağlatır
Kimini oynatır
Ah ah bu şarkılar.

Ah ah bu şarkılar
Kah göle daldırır
Kah göğe kaldırır
Ah ah bu şarkılar.

Ah ah bu şarkılar
Kimi öldürür
Kimi güldürür
Ah ah bu şarkılar.

Ah ah bu şarkılar
Kah sevgi doldurur
Kah rengi soldurur
Ah ah bu şarkılar.

Ah ah bu şarkılar
Kimi aşk taçlandırır
Kimi göz yaşlandırır
Ah ah bu şarkılar.

Ah ah bu şarkılar
Kah aşklar tatlandırır
Kah hançer saplandırır
Ah ah bu şarkılar.
30.09.2009

YARALARIM SIZLIYOR ANA

Ne olur hiç kızmayın bana
Cennetten yazıyorum sana
Kötü haberler alıyorum
Yaralarım sızlıyor ana.

Hainler dağlardan indiler
Törenlerle eve girdiler
Zafer işareti verdiler
Yüreğim çok sızlıyor ana.

Köy basıp ev-okul yakanlar
ASKERİME kurşun sıkanlar
Davul-zurna karşılandılar
Yaralarım sızlıyor ana.

Günlerce dil-bayram ettiler
PKK bezini diktiler
Ama çok ileri gittiler
Yüreğim çok sızlıyor ana.

Ne masumlarmış bunlar meğer
Sanki vatan kurtarmış ASKER
Ödül verseniz şaşmam eğer
Vermediler ŞEHİDE değer
YARALARIM SIZLIYOR ANA.
27.10.2009

UTANIR GİZLERİM

Her gün ağlamaktan şişti gözlerim
Döve döve mosmor şişti dizlerim
Akan gözyaşlarımı içti yüzlerim
Ağladığımı utanır gözlerim.

Hasretine dayanamam özlerim
Aklımdan çıkmaz hiç tatlı sözlerin
Rüzgarlar silmiş yok ayak izlerin
Aradığımı utanır gizlerim.

Çoktan ümidi kesti gözlerim
Çok çok yorulup et kesti dizlerim
Gözüm yaşını kurutmaz bezlerim
Ağladığımı utanır gizlerim.
                            02.11.2009

Bİ KOKLA Bİ TIKLA

Elma-ayva alırken biraz okşa
Domatesi şeftaliyi hiç sıkma
Kavun alırken utanma bi kokla
Karpuzu-kapağı birkaç kez tıkla
Terazi kefesine hiç el sokma

Güzeli çok sevip çirkini yerme
Çilek, üzüm, dut’a alan el değme
Okşarken, koklarken, sıkarken
Kirazı, narı ezip zarar verme
Tezgahın üstüne belin eğme

Balığın dışına değil bak başına
Pirinç-bulgur, nohudun bak taşına
Biber-soğanı tat da kat aşına
Ağzın yakar bakmaz gözün yaşına

Balı, yağı parmaklayıp yalama
Yumurta alırken çok sert sağlama
Seversen al, malı karalama
Manavın da gönlünü yaralama
                            20.11.2009

KÖYLÜM AÇ KALIR

Çiftçi tarlaya tohumu ekmezse
Pulluğu toprağı yarıp geçmezse
Ekini biçip harmanın etmezse
Köylüm garip kalır ambarı dolmaz.

Çiftçi toprağa bol gübre serpmezse
Tezeğe fıskara-sürgü çekmezse
Sapını dövüp samanın etmezse
Köylüm garip kalır hasadı olmaz.

Bir defa tohum saçmaya giderse
Her şeyini Allah’tan dilerse
Bir de hasadı kesmeye giderse
Köylüm aç kalır gölgeye girerse.
10.08.2006