15 Eylül 2012 Cumartesi


NAMIMIZ YÜRÜR

Duvardaki resimler başka
Ben bir başkayım sen bir başka
O gözler başka yüzler laçka
Renkler solmuş, olmuş bambaşka.

Duvardaki resimler başka
YOKSA o isimler mi başka
AH ah hep genç kalsaydık keşke
Doymasaydık hiç aşka-meşke.

Doğanlar büyür ölen çürür
Sevdalar büyüdükçe büyür
Elbet fotoğraflarda çürür
AMA bizim namımız yürür.

05.10.2010

 

DİLE DÜŞMEYE GÖR

Güzele, çul dahi giyse yakışır
Güzele, yaşlısı-genci bakışır
Güzel de yari olan çabuk alışır
Caddeye-bahçeye bir çıkmaya gör.
 
Kimi göz kırpar, bıyığını burar
Kimi diz çöker ayağını yuyar
Kimi pembe düşler, hayaller kurar
Sinema, barlara bir gitmeye gör.

 Güzele, hizmette herkes yarışır
Zengin-fakir birbirine karışır
Güzele hürmette küsler barışır
Esrar, eroin bir içmeye gör.

Güzelin açmadığı kapı yoktur
Güzelin ağrısına doktor çoktur
Güzelin belki hiç günahı yoktur
Kirli ele, kem dile düşmeye gör.

17.10.2010

 

GÖZDEN GEÇİR

Bir kere düşün, iki kaşın
Ağrımasın ağrısız başın
Kaç metre ki bezin-kumaşın
Biçmeden, dikmeden göz geçir.

Her sözü, dilinden düşmeden
Ağız ateşinde pişmeden
Dostlar hiç darılıp küsmeden
TART, akıl süzgecinden geçir.

Sütü üfleyip içmiyorsan
Sözün ölçüp biçmiyorsan
Daima gaf, suç işliyorsan
Bir sopa al başına geçir.
 
Karışma el gözü kaşına
Dert meraktan gelir başına
Yapma yakışmıyor yaşına
Hatanı bir kez gözden geçir
ATI bir dağ, bir düzden geçir.

31.10.2010

 

NANEYİ YEMİŞSİN

Tüte-tüte döndün kor hale
Öpe öpe döndün mor hale
ARTİSTLERden güzelsin JALE
Bak bak şimdi geldin ne hale.

Hep uçar konmazdın bir dale
Kıskanırdı seni gül-lale
ARTİSTLERİ almazken kale
Bak bak şimdi geldin ne hale.
 
Başında durmazdı al dane
Zülüflerini almaz sarmazdı al dane
ARTİSTLERden güzeldin JALE
Bak şimdi geldin ne hale.

08.11.2010

 

UMARIM

Dünyada yaşadın cennette gibi
Kuma sererdin kasaplık et gibi
Gülüp oynamaktı tek marifetin
Umarım iyi geçer ahretin.
 
Dünyada yaşadın cennette gibi
Kuma serip kızardın köfte gibi
Bilmedin sen hoş zamanın kadrini
Umarım, soğutursun kor kabrini.
 
Dünyada yaşadın cennette gibi
Kumdan suya dalardın balık gibi
Şımarıp aşardım daim haddini
UMARIM gücendirmezsin RABBİMİ.
 
Dünyada yaşadın cennette gibi
Bacaklar don görmedi yasak gibi
Taşırdın sen çok insanın sabrını
Çok aşığı soldurdun başak gibi
Umarım yılanlar basmaz kabrini.

27.11.2010

 

DAHA DÜN

Daha dün yoktu sırtında ceketin
Açlıktan pis kokardı nefesin
Daha dün yoktu çizili maketin
Yarısı senin şimdi MEMLEKETİN.
 
Bu dünyada bükülmedi bileğin
Garip için sızlamadı yüreğin
Daha dün yoktu dikili direğin
Yarısı senin şimdi her şirketin.
 
Şiirler okurdu geçti gazele
Benzin yakardı hep geçti dizele
Kuruttu bizi döndürdü gazele
Meydan okuyor geçmişe-ezele.
 
Uçaklarla hep bulutları deldin
Yatlarla tüm okyanusları gezdin
Haramilerle yan yana gezdin
Nerede memur var başını ezdin.
 
Size yanlış yapanlar hep dövüldü
Bir selam ile hesaplar görüldü
Sizin için kanunlar tez dürüldü
Yaptıkları dışarıda hep övüldü.
 
Elini yalamayan kaldı işsiz
Milyonlar evsiz, aşsız, mutsuz, eşsiz
Hainler, haramiler sence suçsuz
Konuşan susturuldu kaldı sessiz.
 
Hastaneler dolup dolup taşar
Herkes yüksek tansiyonla yaşar
Sabrım kalmadı artık bardak taşar
Az ücretle geçimi gel sen de başar.

18.11.2010

 

ADIN ÇIKTI

Sanki gökten indiniz zembille
Kimse aramadı sizi kandille
Bakın ne güzellikler göreceksiniz
Sen… önce bir barış kendinle.
 
Alem sazınız, sözünüzden bıktı
Yağcılığınız seyirciyi sıktı
Kendinizle övündünüz durdunuz
Yeniler sizin tabunuzu yıktı.
 
Kimimiz der hocam bana el verdi
Kimimiz kendine halk şairi derdi
TÜRKİYE’M herkese notunu verdi.
Aşığın derdi KÜTAHYA’mın derdi.
 
Biri sünnetçi olur biri külcü
Biri sazcı olur biri sözcü
Gönül kapısına çekilmez sürgü
Kitabımıza uymaz böyle görgü.
 
Kütahya’da başka şair yokmuş
Meşhurlarmış hayranları pek çokmuş
Hocalar onların elinden tutmuş
Sanıyorlar ki alem bunu yutmuş.
 
Hak hak dersin de hakkını vermezsin
Halk halk dersin halkın içine inmezsin
Gönül erisin gönüle girmezsin
Hep gaf yapar, ayıbını silmezsin.
 
Arada bir allayıp ballıyorsun
Kuru ağacı bile dallıyorsun
Ben sandım ki FAZIL’ı anlatıyorsun
Atma hocam biraz fazladan sallıyorsun.
 
Yağlarken yağını damlatıyorsun
Aş bayat, sofraya dayatıyorsun
Sandım ki AKİF’i anlatıyorsun
HAYALİ EDİB’ler yaratıyorsun.
 
Sayardı şairleri üçtü-beşti
Kırdığın testi artık kırkı geçti
Sorarım oraya sizi kim seçti
Hor gördüklerin üst sınıfa geçti.
 
Kalmamış etrafına saygısı
Anlatmaz ama var elbet kaygısı
Hiç bitmedi ki bize önyargısı
Görüyorum ki bozulmuş tartısı.
 
Herkesi hor görür alır hafife
Kendi sanki Hint’ten gelmiş kadife
Bunca Kelime çok gelir arife
Sanmayın bu sözlerimi bir latife.

23.12.2010

 

TÜTTÜ DURDU

Onbeşimde açıldı kalpte yaram
Yıllarca sızladı durdu hep buram buram
Sensiz canıma kıyacaktım inan
Gözümde tüttün buram buram.
 
Aşkın hançeri tam kalbime vurdu
Yüreğim mangalda cızladı durdu
Çıkmadı gönlümden otağı kurdu
Özümde tüttü durdu duman duman.
 
Onbeşimde aşığa çıktı adım
Güzelleri sevdikçe kaçtı tadım
Gezdikçe her sokakta adım adım
Düşman oldu kızı olan her kadın.

05.12.2010
 

KAÇIŞ YOK GERİ

ŞU… gönül evi, gülüm-gülüm evi.
BU… DÜĞÜN evi, ömür-ömür evi
Mezar yeri, ah ölüm-ölüm evi
Buradan bir daha kaçış yok geri.
 
Dünyada sığmazdın ya göğe yere
Bak nasıl da sığdın daracık yere
Benzemez bura dünyadaki eve
Buradan bir daha çıkış yok geri.
 
Dünyalık evin görüm görüm evi
Ya cefa ya da safa sürüm evi
Ne yapacaksın ki kırk dönüm yeri
Kapısız yere giren çıkmaz geri.
 
Diri diri girilmeyen o yere
Dostların götürürler elevere
Tabut bir kez bile değmeden yere
Seni gömen o dostlar kaçar geri.

 

PANZEHİR

İnsanlar hep zehir kusuyor zehir
Halk emir vermeyi seviyor emir
Ne oldu da değişti birden devir
Panzehir gerek bu derde panzehir.
 
Sanki herkes sultan, herkes bir emir
Müslüman malı olmayanla yenir
Ne oldu da değişti birden devir
Kralın umrunda değil, sen taş kemir.
 
Eskiden olmazdı hiç gönül kibir
Kalmadı nesilde hiç sevap ecir
Ne oldu da değişti birden devir
Panzehir gerek bu derde panzehir.
 
Hani adalet hani adil gelir
Hak arayanlara jop-şiddet cebir
Ne oldu da değişti birden devir
Acep kimden gelir böyle bir emir.

2009

 

BULSUN NİHAYET

Benden çektiğini elden çekmedin
Bir gün halinden şikayet etmedin
Bu mutlu sonu ümitle bekledin
Ben böyle sevdayı hak etmedim.
 
Yatıp kalk hep Allah’a dualar et
Çıkmasın karşına sinsi hıyanet
Sen gönülden sevmeye hep devam et
Çok üzdüm seni hakkını helal et.
 
Dedim var bunda bir keramet
Gel aşık kaçma göster bir merhamet
Bu sevdanın sonu bil ki selamet
Bu özlem NİKAHLA bulsun nihayet.
 
Sevenler ayrılmaz diyor diyanet
Gönülden sevmek de bil ki ibadet
Bir gün elbette kopacak kıyamet
Hadi gizleme aşkını İLAN et.

2010

 

ÖĞRETMEN

Bebekler ana tarafından doğurulur
ANA şefkatiyle beslenir doyulur.
Öğretmenin bilgi teknesinde yoğrulur
Yaptığımız hatalar onunla doğrulur

ALLAH’TAN ÖĞRETMENE CENNET BUYURULUR
ÖĞRETMENİ sevmeyenlere DUYURULUR

24 Kasım 2010

 

DELİYİM DİVANEYİM

Yuva kurdum tepeye yel uçurdu
Yavrum düştü dereye sel götürdü
Yedi beni bu dert yedi bitirdi
Avareyim divaneyim ben dostlar.
 
Esen yeller dindi seller çekildi
Dere tepe gezdim umut kesildi
Yedi beni bu dert yedi bitirdi
AH deliyim divaneyim ben dostlar.
 
Kuru dalda yaprak idim uçurdu
Üç meyvem vardı onu da düşürdü
Yedi beni bu dert yedi bitirdi
Avareyim divaneyim ben dostlar.
 
Yellere sele karşı duramadım
Ben size göz-kulak olamadım
Yedi beni bu dert yedi bitirdi
AH… deliyim divaneyim ben dostlar.
 
Yavrum ararken eşimi yitirdim
Yollarda dağlarda ömrüm bitirdim
Yedi beni bu dert yedi bitirdi
Avareyim divaneyim ben dostlar.

21.12.2010

 

ATAMDAN İZİN AL

Sakın ayrılma ATAM’ın izinden
Korkma düşmanın asık yüzünden
Hainler kaçmaz ULUSUN gözünden
KOPMA YURDUM Atam’ın özünden.
 
Sızlatma şehitlerin ruhlarını
Kirletmesinler bu pak toprağımı
Ateşle tüfeğini toplarını
Haddini bildir defterin dür oğul.
 
Bu cennet vatanımı sevmeyenin
AL-BAYRAĞIM’a selam vermeyenin
Düşmanıma göğüs germeyenin
Haddini bildir hesabın gör oğul.
 
Dinime, dilime dil uzatanlara
Ekmeğimi suyumu yutanlara
TÜRKLÜK kimliğini unutanlara
Haddini bildir kitabın dür oğul.
 
Yıllarca hep inlerinde pustular
Tepelerine binince sustular
İçlerindeki pisliği kustular
Haddini bildir bu kiri sil oğul.
 
Soyunu bilmeyen o soysuzlara
Eli kirli, o yüzü nursuzlara
Ermeni uşağı şuursuzlara
Haddini bildir, dersini ver oğul.
 
OKUL, OTOBÜS bomba koyanlara
Sokakları kana bulayanlara
TERÖRÜ yemleyip sulayanlara
Haddini bildir, yemini kes oğul.

Öcalan’ın sürüsü çakallara
İn ayısı pis Karayılan’lara
Özgürlük diye dağlara çıkanlara
Haddini bildir, başın ez oğul.
 
Elebaşları konuşur hapiste
Arkadaşları gezer Yüce Meclis’te
Av yapıyorlar karda siste
ATAM’dan izin al, çöle sür oğul.

15.01.2011

 

BEKLEME ARKADAŞ

Masalarda dirsek çürütmediysen
Karda kışta ayak sürütmediysen
VAR sandığın aklın büyütmediysen
Hayattan bir şey bekleme arkadaş.
 
Erilmez ki menzile bir hedefsiz
Gelinmez ki bir makama sebepsiz
Olursan eğer hayasız edepsiz
Makamı boşa bekleme arkadaş.
 
Herkese verilmez devlet mekânı
Herkese denmez ki devlet erkânı
Halkın adına kullan o zekânı
Tahttan menfaat bekleme arkadaş.
 
Devletin malı deniz diyenlerden
Yemeyen aptal, keriz diyenlerden
Siyaseten başa gelenlerden
Hesap sormayı bekleme arkadaş.
 
Daima gaf üstüne gaf işleyen
HALK ossursa dahi rüşvet isteyen
Onlar, bunlar, şunlar diye fişleyen
Devlet memuru olur mu…? Arkadaş.

01.02.2011

 

GONCALARIN AÇINCA SEV…

Boyun boyuma tam ulaşınca gel
Damarında sevda dolaşınca gel
Kalbe aşk virüsü bulaşınca gel
Sinede goncaların açınca SEV.
 
Yanağın alı CANI yakınca gel
Dudağında arı bal yapınca gel
AŞKIN oku kalbe tam batınca gel
Gözlerinde şimşekler çakınca SEV.
 
Yatağını cinler-şeytanlar basınca gel
Uykular kaçıp sabrın taşınca gel
Yaşın on sekizi tam aşınca gel
Sevdadan akıl-fikir şaşınca SEV.
 
Kolların belime ulaşınca gel
Elin ayağına dolaşınca gel
Bendeki dert sana bulaşınca gel
YAVRU, ergenliğe ulaşınca SEV.
 
Güllerin mis kokular saçınca gel
Zülüflerin gerdanını aşınca gel
Rüyalarını prensler basınca gel
Meyvelerin dalını yasınca SEV.

23.02.2011

 

KEVSER TASINA

Nazar mı attın yâr, gözüm kaşıma
Gözüm görmez, prenses çıksa karşıma
Büyü mü yaptın yâr, dertli başıma
Saçlarım yoldum kaşına-kaşına.
 
Zehir mi kattın yâr, benim aşıma
Elim gitmiyor çatala-kaşığa
Kan karıştı bak gözyaşıma
Doldur ver içeyim, KEVSER tasına.
 
Öldüğüm duyarsan, GELME yasıma
Sal’ıma girip, cenazem taşıma.

09.03.2011

 

KALBİ KÖR OLMA

DİL sivri, ELİ kirli olma
Herkesin gözüne batarsın
ONURLU ol, KİBİRLİ olma
Gün olur, yüzüne bakarsın.
 
KAŞ çatık, YÜZÜN asık olma
Herkesin gözüne batarsın
SİNİRLİ ol, ZEHİRLİ olma
Gün olur, dizine yatarsın.
 
BOYU dik ol, BAŞI dik olma
Herkesin gözüne batarsın
BOYDAN ol, AKILDAN kıt olma
Gün olur, bir kızı yakarsın.
 
Gülde diken ol, yerde olma
Herkesin gözüne batarsın
Gülü eken ol, söken olma
Gün olur yârine tutarsın.
 
Harbi kör ol, KALBİ kör olma
Herkesin gözüne batarsın
Kârdan vardan ol, YÂR’dan olma
Gün olur, dizine yatarsın.

19.03.2011

 

KANTARIN TOPUZU

Açarsan körün gözünü
Ters döner sana yüzünü
Hiç hatır gönül dinlemez
Söyler durur kem sözünü.
 
Bilmeden elin huyunu
VERME bir YUDUM suyunu
Bir görsen alim sanırsın
Alttan kazar hep kuyunu.
 
Dillerinden ballar akar
Yüzlerinden nurlar akar
Görenlerde melek sanar
İçlerinde şeytan yatar.
 
Her delikten onlar çıkar
Yılan mı, fare mi bilmem
Çıkınca deliğini tıkar
KURT mu KÖSTEBEK mi bilmem.
 
Toplanırlar üç-dört şair
Söz olmaz gündeme dair
Hepsi üstad, usta, mahir
Okur, VESAİR, vesair…
 
Kaçtı, kantarın topuzu
Üç-beş tartıyor otuzu
Aşık der bozma ağuzu
Tekerine kor takozu.

24.03.2011

 

YÜZÜM OLSUN

Ayağımı yanlış yola saptırma
Allah’ım bana haramı tattırma
Şeytana uyup süte su kattırma
Makamına çıkmaya yüzüm olsun.
 
Gözümü asla çirkine baktırma
Azacaksam maaşımı arttırma
Ak anlıma kara leke attırma
NUR yüzüne bakmaya yüzüm olsun.
 
Ucuz malı pahalıya sattırma
Aklımı alıp puta taptırma
Deniz geçip derede battırma
Makamına çıkmaya yüzüm olsun.
 
Haram malın bereketin arttırma
Besmelesiz dükkanımı açtırma
Kasapsam ete kemiği kattırma
NUR yüzüne bakmaya yüzüm olsun.
 
Eşsiz bırakıp kenara attırma
İşsiz, aşsız koyup avuç açtırma
Eşimin-çocuğun kaşın çattırma
Makamına çıkmaya yüzüm olsun.
 
Allah’ım bana çapkınlık yaptırma
Allah’ım bana sapıklık tattırma
Taksiye bindirip TIR’a çarptırma
NUR yüzüne bakmaya yüzüm olsun.

04.06.2011

 

ŞEYTAN ÜÇGENİ

Sert kayayı yontup taş edemedim
Bir baca üstüne kaş edemedim
Çok uğraştım ama baş edemedim
Gözümde küçüldün hep yavaş yavaş.
 
Hızar haneye koydum odun çıktı
Yağhaneye koydum saf sabun çıktı
Elde oynadıkça cıvığı çıktı
Avucumda eriyor yavaş yavaş.
 
Üç kişi kurmuşlar şeytan üçgeni
Takarlar oltaya hep aynı yemi
Su almaya başladı koca gemi
AŞK deryamda batar yavaş yavaş.
 
Bir söz daha edersen apışırsın
Süslüye sülük gibi yapışırsın
Sen ancak sirklere yakışırsın
Panayırda gezdir yavaş yavaş.
 
Şişirdiğin o balonlar patladı
Sıvadığın boya akıp çatladı
Kaplumbağa yolu yüze katladı
Yitirdin o saygıyı yavaş yavaş.
 
Güzel, güzel içinde belli olmaz
Güzel çirkinler içine girmeli
Bilgin cahil içinde belli olmaz
ERGİN erenler içine girmeli.

23.06.2011

 

ROLLER DEĞİŞTİ

Ben asi bir çocukken sendin BABA
Şimdi sen bir çocuksun bense baba
Ben küçükken sen baktın bana BABA
ROLLER değişti sıra bende baba.
 
Beni okutup el içine kattın
Dar günlerde cebime harçlık attın
Sayende ben gençlik zevkini tattım
SEN görevini çoktan yaptın BABA.
 
Okuturken defter, kitap alırdın
Bayramlarda kıyafetler alırdın
KOCA ÇINAR hiç devrilmez sanırdım
Artık sen eğildin yaşlandın BABA.
 
Çorabını hep ben giydireceğim
Çorbanı elimle yedireceğim
Öpüp afiyetler dileyeceğim
Kendimi affettireceğim BABA.
 
Şefkatle okşamasan da başımı
Yüzün asmadın, çatmadın kaşını
Tamamladın artık kutlu yaşını
ROLLER değişti sıra bende BABA.
 
Yürümezsen sırtta taşıyacağım
Yüzün yuyup, sırtın kaşıyacağım
Ben hep onurunla yaşayacağım
ROLLER değişti sıra bende BABA…

                                               14.07.2011

 

SÖZÜ VAR

Ders zili çalışında,
YURDUN her karışında,
HÜR olma yarışında,
ATATÜRK’ÜN sözü var…
 
Tozlu yolun taşında,
Nazlı yârin kaşında,
Cadde-sokak başında,
ATATÜRK’ÜN sözü var…
 
Okunan her ezanda,
Kılınan her namazda,
Her duamda, niyazda,
ATATÜRK’ÜN sözü var…
 
Berat, Özgür, Ozan’da,
ATATÜRK’ÜN özü var…
Tabela, kapı, duvarda,
ATATÜRK’ÜN sözü var…
 
Okuduğum ilimde
Dokuduğum kilemde
Nağme nağme dilimde
ATATÜRK’ÜN sözü var…
 
Askerimde Paşamda,
ATATÜRK’ÜN közü var…
O değişmez yasamda,
ATATÜRK’ÜN SÖZÜ VAR…
 
Hem dünyada hem YURTTA
Gök mavisi bulutta
Her savaşta ve sulhta
ATATÜRK’ÜN sözü var…
 
GÜNEŞ yüzünün rengi,
DENİZ gözünün rengi
ÇIKMAZ DÜNYADA DENGİ
BİTMEZ sana bu sevgi…
TÜRK’ÜN sana sözü var!

28.07.2011

 

YANALIM

Odunum sen ol yak beni yak
Kolunu kır, elini kır at
Yükselsin duman göğe kat kat
AŞKIN ateşiyle yanalım.
 
Odunum sen ol yak beni yak
Kalbini sök, ciğerin sök at
Yükselsin ateş göğe kat kat
AŞKIN ateşiyle yanalım.
 
Hak ettim ben Cehennemi hak
Günahımla, sevabımla yak
Yükselsin külüm göğe kat kat
CENNET hasretiyle yanalım.

25.08.2011

 

A, B, C, D

Ana karnında başladım kavgaya
Açtım gözümü ağlaya ağlaya
Burçak yolmaya gittim tarlaya
Ana sırtında ağlaya ağlaya,
 
Meme emip, emekleyip büyüdüm
Düştüm kalktım zorla yürüdüm
Ayazda üşüdüm yorgan bürüdüm
Çileli doğdum, çileli büyüdüm.
 
Okullu oldum yoktu ayakkabım
Bezden bir çanta, kapsızdı kitabım
Delikti ayağımdaki çorabım
Olmadı hiç giysi dolu dolabım.
 
A’yı öğrendim, Allah, ana yazdım
B’yi öğrendim, Bayrak, baba yazdım
C’yi öğrendim, Cumhur ATAM yazdım
D’yi öğrendim, devlet, vatan yazdım.

                                               20.09.2011

 

VERDİM GİTTİ

Sakın kızım var deme benim
Evlenesiye kadar senin
Çok seviyorsan etme gelin
Evlendikten sonra o, elin.
 
Kendinden büyük bir söz etme
Bir, iki olur, üçü tepme
Yakışırsa çok naz etme
Gençlerin günahını çekme.
 
Ararsan herkeste bir kusur
Bulamazsın dünyada huzur
YÜCE ALLAH’IN emri için,
PEYGAMBERİMİN kavli için,
Verdim gitti deyiver gitsin
Hayırlısıyla böyle bitsin….

12.10.2011

 

CANINA CANIM KATSAM

Uyumasa, yumulmasa gözlerin
Bir ömür boyu doya doya baksam
Yorulmasa hiç kolların, dizlerin
Bir ömür boyu doya doya yatsam.
 
Kalbinin yerine kalbimi taksam
Bir ömrüne bin ömür katsam
Ateşine hep odun, kömür atsam
Bir ömür boyu doya doya yaksam.
 
Üşümese, yumulmasa ellerin
Bir ömür boyu doya doya tutsam
Solmasa hiç gülse güleç yüzlerin
Bir ömür boyu doya doya koklasam.
 
Kanına kan, canına canım katsam
Bir ömrüne bin ömür katsam
Damarında ılık ılık ben aksam
Bir ömür boyu doya doya yaksam.

28.10.2011

 

TÖVBELER OLSUN

Bir daha bakar mıyım gözlerine,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
Bir daha yatar mıyım dizlerine,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
 
Bir daha koklar mıyım güllerini,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
Bir daha tutar mıyım ellerini,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
 
Bir daha okşar mıyım saçlarını,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
Bir daha siler miyim yaşlarını,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
 
Bir daha koklar mıyım yanakların,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
Bir daha öper miyim dudakların,
Bir daha mı tövbe tövbeler olsun.
 
Seni görünce gözüm yumacağım.
Sesin duyunca kulak tıkayacağım.
Senden hep uzak uzak duracağım,
Sevmek mi tövbeler tövbeler olsun.

13.11.2011

 

BE GÜLÜM

Açılsın bana yasaklı yolların
Bu gece yastığım olsun kolların
Dökülür mü sanki allı pulların
Be gülüm, olsun bu gece balayım.
 
Kalbimin sesini duysun kulağın
Dudağım pasını silsin dudağın
Gözümün yaşını içsin yanağın
Be gülüm, olsun bu gece balayım.
 
Gül bahçende güllerine konayım
Sinende yatıp uyuya kalayım
Bir gece kendimi cennette sanayım
Be gülüm, olsun bu gece balayım.
 
Yağmurda ıslanıp karda donayım
Baharda açıp, yaz gelince solayım
Bitsin hasretim sevgine doyayım
Be gülüm, olsun her mevsim balayım.
 

YETER BE YETER

Hani hep sen çok sevdiğini söylerdin
Hani bir saat görmesen özlerdin
Kur’an’a el basıp bana söz verdin
Bilmem ki Allah affeder mi seni
 
Düşmanımla dar’a başımı çektin
Dostlarla oturup, yasımı ettin
Bütün sevdiklerimi hasım ettin
Bilmem toprak kabul eder mi seni.
 
Hani hey vardım gece düşünde
Hani hep aşkım yanardı içinde
Uykum bölerdin gecenin üçünde
Bilmem ki Allah affeder mi seni.
 
Ben ölmeden mezar taşımı diktin
Bir de cenazemi gömmeye gittin
Gülüp, gönlümde can suyumu içtin
Bilmem toprak kabul eder mi seni.
 
Sen benim canım kanımı taşırdın
Ne oldu birden aklın mı kaçırdın
Yeter be yeter sabrımı taşırdın
Bilmem ki Allah affeder mi seni.

03.01.2012

 

BİNDİM DÜMENSİZ TAKAYA

Ne zenginim ne de ağayım
Üç nazlı çocuğa babayım
İneğim yok ki süt satayım
Mevla Kerim deyü kayırım.
 
Başımda yağırlı sarığım
Ayağımda yarım çarığım
Anadan doğma kör-sağırım
Mevla Mevla deyü çağırım.
 
Eksilmez elimde yarığım
Eksilmez boynumda yağırım
Çok bulanık suda balığım
Mevla Kerim deyü kayırım.
 
Koklayıp, yoklayıp tanırım
Bir gülü goncadan ayırım
Allah’tan bir lütuf sanırım
Mevla Mevla deyü çağırım.
 
Tepindikçe battım batağa
Tencerem uymadı kapağa
Bedenim değmedi yatağa
Mevla Kerim deyü kayırım.
 
Hiç güneş doğmadı sokağa
Çizdiğim yol çıktı sapağa
Bindim dümensiz bir takaya
Mevla Mevla dayü kayırım.

27.01.2012

 

YA AKLIN YOKSA

Göz görmeyince gözlük takarsın
Kulak duymaz kulaklık takarsın
Dil söylemezse işaret yaparsın
Ya aklın, ya aklın yoksa n’aparsın?
 
Ayakların var Rabb’ine koşarsın
Ellerin var ki dünya açarsın
Dünyayı Allah izniyle yaşarsın
Ya aklın, ya aklın yoksa n’aparsın?
 
Dişin çürür yeniden diş takarsın
Kuzun ölür mangalda şiş yaparsın
Tatlı dil, güler yüzle iş yaparsın
Ya aklın, ya aklın yoksa n’aparsın?

09.02.2012

 

UYMUYOR

Bir gün başım ağrıyor
Bir gün dişim ağrıyor
Her gün dizin ağrıyor
Günüm güne uymuyor.
 
Bir gün saçım düşüyor
Bir gün kaşım düşüyor
Her gün taşım düşüyor
Günüm güne uymuyor.
 
Bir gün yorgun oluyor
Bir gün kırgın oluyor
Her gün kızgın oluyor
Günüm güne uymuyor.
 
Bir gün midem kanıyor
Bir gün ciğer yanıyor
Her gün derde karıyor
Dünüm güne uymuyor.
 
Bir gün sersem oluyor
Bir gün ülser oluyor
Her gün KANSER oluyor
Dünüm güne uymuyor.
 
Bir gün nefes yetmiyor
Bir gün ayak çekmiyor
Her gün ecel bekliyor
Günüm güne uymuyor.

21.02.2012

 

SAĞLIKLA VARMALI

Trafik kurallarına tam uyalım
Kırmızı ışık yanınca duralım
Sarı ışıktaysa hazır olalım
Yeşil ışık yanınca yol alalım.
 
Yürürken kaldırımdan yürüyelim
Yaya ve üstgeçitlerden geçelim
Araçlara sağdan inip, binelim
Ambulansa hep öncelik verelim.
 
Trafik polislerine hep uyalım
Kazaya ölüme engel olalım
Kurala uymayanı uyaralım
Arazöz geçerken kıyıda duralım.
 
Araç binerken tekere bakalım
Direksiyondayken kemeri takalım
Sollarken sık sık aynaya bakalım
Siste-pusta farları hep yakalım.
 
Gaza basıp çok sürat yapmayalım
Aşırı ses, egzoz çıkarmayalım
Temiz havamızı karartmayalım
Hastalanıp, bin bir dert kapmayalım.
 
Araçlar yaya hakkına uymalı
Yaya araç haklarına uymalı
İnsan insana saygı duymalı
Yolcu evine sağlıkla varmalı
 
Otobüste yaşlılara yer göster
Onlar bizden hep saygı şefkat ister
Hatta kucakları çocuklu eyler
Onlar bizden saygı, merhamet bekler.
 
Şoförle boş yere konuşmayalım
Kapı önlerine doluşmayalım
Binip inerken boğuşmayalım
Kırıp, yarıp doktora koşmayalım.

2007

 

KAMU-SEN’siz

Devletin memuru asla yan gelip yatmaz
Sanma ki arı bal yapmaz cana can katmaz
Sanma dereler kurur ırmak olup akmaz
MEMUR bu cennet vatanını asla satmaz.
 
Dürüst memurum borç batağında yüzer
Memuru çalışırken emekliyken üzer
Mengeneyle sıkar, cendereyle de süzer
Memur isteyince kesinin ağzın büzer.
 
Kanımı iliğimi emip, diri diri yiyor
Yedikçe yiyor ama ben doydum demiyor
Kapı pencere küçük delikten giriyor
KAMU-SEN artık bu yalanları yemiyor.
 
Kaşıkla verirler de kepçeyle alırlar
Memuru acep fabrikatör mü sanırlar
Bakanlar feryadı duymaz sanki sağırlar
KAMU-SEN’siz yükümüz katlanır ağırlar.
 
Birimizin derdi hepimizin olacak
Herkes elini taşın altına koyacak
Memurun da evi arabası olacak
KAMU-SEN elbet bu derde deva bulacak.

Dağlara taşlara duyurduk sesimizi
Bunca yıl bozalar pişirdi ensemizi
İktidar hissedecek elbet pençemizi
BAYRAKLARLA süsleyelim her köşemizi.

09.05.2012 - Kütahya

 

TÜRK ENERJİ-SEN’İ DÜŞÜNDÜK

Devlet eli memurun delik kesesinde
MEMURU tartarlar zengin kefesinde
Var olmak için YURDUN her cephesinde
BABA yürekli TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük.
 
Gün boyu Meclis’te oturup uslu uslu
Enflasyon artınca memur oldu tüm suçlu
Bu seçim havalar olacak sisli puslu
MUŞTU için TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük.
 
Ekonomi büyüdü de biz niye küçüldük
Makam için eğildik, doğruyduk büküldük
Bu hileli kumarda masada ütüldük
Demir bilek TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük.
 
Elbette bu devran bir de tersine döner
Elbette mum yanar yanar dibinde söner
KURT ancak ancak bir ARSLAN önünde çöner
Dostluk için TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük.
 
Bize verirken sızım sızım sızıyorlar
Açım diyen emeklimize kızıyorlar
Dik duran memurun üstünü çiziyorlar
Zulme neşter TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük.
 
Bizi kimisi sindiremedi içine
Bizi kimisi indiremedi dişine
Kimse kaygısız gidemez oldu işine
Birlik için TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük,
 
Hep sırtımdan vurur enflasyon denen kama
Donum tutmuyor ki yama üstüne yama
Küçük zamlar almaz oldu çocuğa mama
ANA kalpli TÜRK ENERJİ-SEN’i düşündük.

10.05.2012

 

SEN GEL SEVGİLİM

Yağmurlar gözyaşımın damlası olamaz
Ben ağlamazsam denizler kurur dolamaz
Yanardağ sevda ateşi gibi yanamaz
Benim gönül yaramı tabipler saramaz
YARAM DERİN sarmaya sen gel SEVGİLİM.
 
Ay doğar da aşkımın aylâsı olamaz
Güneş doğar yüzümün aynası olamaz
Kurşun deler geçer hançer gibi kanamaz
DEME kırk yıllık hasretin YASI olmaz
KOŞ yasımı dindirmeye sen gel SEVGİLİM.
 
Her kuş öter, öter amma bülbül olamaz
Her bağda çiçek açar da bir gül olamaz
Benim gönül bahçeme her bir kuş konamaz
Her âşık yanar ÖMER gibi KÜL olamaz
ATEŞİMİ söndürmeye sen gel SEVGİLİM.

29.05.2012

 

ÜŞÜMEYECEKSİN ARTIK

Başbuğumuzun manevi oğluydun
Cesur yürek, gururlu, onurluydun
Türk gibi asil, Türk gibi soyluydun
Davanda hep sen haklı doğruydun.
 
Ülküdaşların yolunda yürüyecek
Nesil senin ruhunla büyüyecek
Yanlış tohum toprakta çürüyecek
Peygambere bizden selam Muhsin’im.
 
Sonsuzlukların sahibine döndü
Türk-İslam Güneşinin biri söndü
Genç yaşta zindanda çileler gördü
Ölmedin Türkiye’m kalbine gömdü.
 
Başkanım üşümeyeceksin artık
Biz sıcacık yüreğimize sardık
Biz şimdi sensiz öksüz yetim kaldık
Milletin hakkı helaldir Muhsin’im.
 
O karanlıklara doğan güneşti
O siyasette devlerle güreşti
Bütün gençlik etrafında birleşti
Vatan aşkın dillerde türküleşti.
 
O, Türk-İslam ahlakıyla yoğruldu
Mertlik dergâhında pişip kavruldu
Kelebekler gibi uçup, savruldu
Şehitlere bizden selam Muhsin’im.
 
Çok zorlu yollardan aşıp geçmişti
Türklük ülküsü için ant içmişti
Kötülüğü tarlasında biçmişti
Sevecendi, hainlere sertleşti.
 
Uğurlamaya gelmeyen kalmadı
Sevenlerini ANKARA almadı
Salına giren bir daha salmadı
Dünya hep sana ağladı Muhsin’im
 
Huriler bekler elinde çiçekler
Cennet kapısını açar melekler
Vatan uğrunda ölen şehitler
Rahmet olsun bölemez bizi itler.

Kütahya, 04.04.2009

 

YANIK KOKUSU VAR

Mevlam karada bahtımı bağlamış,
Çözmeye bir sen gel SEVGİLİM.
Mevlam deli de gönlümü dağlamış,
Merhemim sürmeye tez gel SEVGİLİM.
 
Sol yanımdan garip sesler geliyor,
Dinlemeye sen gel sen gel SEVGİLİM.
Biri, elde burgu kalbim deliyor,
Durdurmaya tez gel, tez gel SEVGİLİM.

Emdiğim ak süt burnumdan akıyor,
Dindirmeğe tez gel, tez gel SEVGİLİM.
Yanık kokusu var, AŞK mı yakıyor,
Söndürmeğe tez gel, tez gel SEVGİLİM.
 
Kalbim sık sık, tık tık alarm veriyor.
İlkyardıma sen gel, sen gel SEVGİLİM.
Yüreğimde yağlar cız cız eriyor
Dondurmaya tez gel, tez gel SEVGİLİM.
 
Attığın kurşun kalbime saplandı,
Dağlamaya tez gel, tez gel SEVGİLİM.
Yıllarca içimde pusup, saklandı,
Öldürmeğe tez gel, tez gel SEVGİLİM.

17.04.2012

 

KULAĞINI ÇINLATTIM

Aşk mektuplarını cilt cilt kaplattım
Resimleri öpe öpe ıslattım
Geçerken gönül kapını tıklattım
Bugün yine kulağını çınlattım.
 
Koynumdaki resmine seni anlattım
Gözyaşlarımı üstüne damlattım
Ben ağlarken seni de ağlattım
Bugün yine kulağını çınlattım.
 
Güllü mendilin sandığa kapattım
Öpüp kokup misklerle ıslattım
Geçerken bahçene bir zarf fırlattım.
Bugün yine kulağını çınlattım.

03.05.2012

 

AH NAZARA GELDİK

Adını yazmadık duvar kalmadı
Kalpler oymadık çam, çınar kalmadı
Adını koymadık pınar kalmadı
Çok naz âşık usandırır NAZLI GÜLÜM.
 
Biz güneşte yansak yağmur yağardı
Biz karda donsak güneş doğardı
MEVLAM kem bakanın gözün oyardı
Ah nazara geldik be NAZLI GÜLÜM.

Ad yazmadık çeşme taşı kalmadı
Vukuatsız bir köşe başı kalmadı
AŞK içtiğim çeşme taşı kalmadı
Çok naz âşık usandırır NAZLI GÜLÜM.
 
Biz karanlıkta kalsak ay doğardı
Biz göğe baksak yıldızlar kayardı
MEVLAM kem bakanın gözün oyardı
Ah nazara geldik be NAZLI GÜLÜM.

20.05.2012

 

ARTİSTMİŞ

Bakmamıştım gözleri hoş elâymış
Açmamıştım zülfünü saç karaymış
Bakmamıştım kalbine taş, kayaymış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.
 
Bakmamıştım yüzüne kapkaraymış
Onun sevgisi aşkı çok paraymış
Meğer dile düşmüş maskaraymış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.
 
Maymun iştahlıymış hemen cayarmış
Gerdan zinciri yirmi dört ayarmış
Koynuna girdiklerini sayarmış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.
 
Zilliymiş hep göbek atıp oynarmış
Üç yudum çekti mi kanı kaynarmış
Sivri dilliymiş çenesi durmazmış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.
 
Artistmiş yanak, dudak hep boyarmış
Can dostunu kapısından kovarmış
Asabiymiş geldiler mi boğanmış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.

Onun aklına tilkiler şaşarmış
Gündüz melek gece ceytan yaşarmış
Onu bilen görmez gelip kaçarmış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.
 
Güzel olsaymış çok başlar yakarmış
Elinden iş gelmezmiş çok sakarmış
Saf kocaya vallah boynuz takarmış
ALLAH’tan onu anlıma yazmamış.

13.06.2012

 

GÖNÜL RIZASIYLA

Anne, baba ricasıyla değil yâr,
Gönül, gönül rızasıyla SEV BENİ.
Bir çarpışma kazasıyla değil yâr,
Gönül, gönül rızasıyla SEV BENİ.
 
Amca, dayının emriyle değil yâr,
PEYGAMBERİMİN kavliyle sev beni.
Teyze, hala tembihiyle değil yâr,
YÜCE ALLAH’ın emriyle SEV BENİ.
 
Gözlerin muhabbetiyle değil yâr,
Gönül, gönül sohbetiyle SEV BENİ.
Abi, ablanın töhmetiyle değil yâr,
Gönül, gönül şehvetiyle SEV BENİ.
 
Elbisem, kıyafetimle değil yâr,
Bu halim, kıymetimle SEV BENİ.
Büyü, fal kerametiyle değil yâr,
ALLAH’ın inayetiyle SEV BENİ.
 
Şarkı, şiir ilhamıyla değil yâr,
Gönül, gönül silahıyla sev beni.
Dost, akraba selamıyla değil yâr,
Gönül, gönül kıvamıyla sev beni.
 
Bizim köyün âdetiyle değil,
Bir ömür saadetiyle SEV BENİ.
Sözde nişan davetiyle değil yâr,
ALLAH’ın selametiyle SEV BENİ.

03.07.2012