29 Ekim 2010 Cuma

ŞAK-ŞAK ŞAKLAR

Her hafta görüş gününde
Demir kapılar önünde
İnan bin kez ölüyorum
Seni öyle gördüğümde.

Kara boyalı kapılar
Dikenli teldir yapılar
Güneş geçirmez çatılar
Elbette bunun affı var.

Sıra sıradır koğuşlar
Kapılara numara koymuşlar
Kadere mahkum olmuşlar
Acı çileye doymuşlar.

Gözleri demir kapılarda
Kulaklarda hep gardiyanda
Müjde yok ki mektuplarda
Gelmiyorlar ki ahbaplar da.

Takvimde gün karalarlar
Sessiz ve üzgün ağlarlar
Elleri şakağa dayarlar
Ev hayaline dalarlar.

Elde tespih şak-şak şaklar
Ses verir tak-tak ayaklar
Dikendir batar yataklar
Olmaz asla o sabahlar.

Mektubu yastığa saklar
Resmini koynunda saklar
Öpüp koklar gözde yaşlar
Düşer saçlarına aklar.

10.03.2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder